Avrupa’nın en eski Roman yerleşimlerinden olan Sulukule’de Fatih Belediyesi tarafından başlatılan kentsel yenileme projesinin iptali için sivil toplum örgütleri dava başvurusunda bulundu.

Dava dilekçesinde, öncelikle projeye ilişkin olarak yürütmenin durdurulması talep edildi ve projenin tümden iptal edilmesi istendi. Ocak 2008’de yapılan iptal başvurusunda, 5366 sayılı “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun”un, kamulaştırmayı düzenleyen 4. maddesinin de Anayasa’ya aykırı olduğu savunuldu.

Yaklaşık 3000 Romanın yaşadığı Sulukule’ye yönelik olarak Fatih Belediyesi’nce, 5366 sayılı yasa temelinde hazırlanan kentsel yenileme projesi, 7 Kasım 2007 tarihinde Yenileme Kurulu’nca onaylanmıştı. Projede, Sulukule’de yaşayan Romanların bölgenin yaklaşık 40 km uzağındaki Taşoluk’taki toplu konutlara nakli öngörülürken, sonradan Sulukule’de inşa edilecek yeni konutlardan edinme hakkı da tanınıyor. Ancak maddi nedenlerle Sulukule halkından çok azının bu olanaktan faydalanabileceği belirtiliyor. Öte yandan proje kapsamında Sulukule’de inşa edilecek lüks konutların şimdiden rant spekülasyonlarına konu oldu. Bu proje ile Roman yurttaşlar 1000 yıldır yaşadıkları Sulukule’yi terk etmek durumunda.

Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen ve Avrupa Roman Hakları Merkezi (European Roma Rights Center – ERRC), Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd) ve Edirne Roman Derneği (EDROM) tarafından yürütülen, “Türkiye’de Romanların Haklarını Geliştirme” başlıklı proje çerçevesinde, Sulukule sakinlerinden Mehmet Asım Hallaç, Ayşe Gülşen Gökırmak, Gülsüm Bitirmiş, Şükrü Pündük ile Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği adına yapılan dava başvurusunda, Fatih Belediyesi projesinin çeşitli uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu vurgulandı. Projenin ayrıca başta Anayasa olmak üzere, aralarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlılarının Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun, Kamulaştırma Kanunu, Belediye Kanunu ve İdari Yargılama Kanunu’nun da bulunduğu çeşitli yasalarla çelişkili olduğu da savunuldu.

Dava dilekçesinde, “Hiç bir eleştiriye dikkat etmeden oluşturulan, iptalini istediğimiz proje, tüm eleştirilere rağmen yıkımlarla uygulanmaktadır” denilerek, söz konusu projenin Sulukule’nin kültürel mirasını yok edeceği ve Sulukuleli Romanları da mağdur edeceği belirtildi.

Davanın Avukatı Hilal Küey, İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 8 Kasım 2007 tarihinde 1/100.000 ölçekli imar planına ilişkin olarak yürütmeyi durdurma kararı verdiğini anımsatarak, “Bu karara rağmen yıkımların sürmesi, mahkeme kararının açık ihlalidir. Belediye bu uygulamaya derhal son vermelidir” görüşünü savundu. Küey ayrıca, Belediye’nin projesine onay veren Yenileme Kurulu’nun iki üyesinin Belediye çalışanı olduğunu, bu durumun da “Hukukta tanımlanmış objektiflik ve tarafsızlık ölçütleri ile” çeliştiğinin altını çizdi.

Fotoğraf: http://www.ntv.com.tr