7 Aralık 2022 tarihli haber: Federal İçişleri Bakanı Faeser: "Artık dışarıdan imama gerek yok, ülkemizde yetiştirebiliriz" - bianet

Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Berlin'deki Almanya İslam Konferansı'nın (DIK) açılışında başka ülkelerden Almanya'ya gönderilen vaiz ve imamlar yerine Almanya'dan daha çok imamın görev üstlenmesi çağrısında bulundu. Sosyal Demokrat Partili (SPD) bakan, "imamların Almanya'ya başka ülkelere gönderilmesine son vermek hedefiyle kademeli olarak azaltmayı iste[diklerini]" söyledi.

İçişleri Bakanlığı Türkiye'yle temasta
Faeser'in Bakanlığı halen Türkiye'de Diyanet İşleri'yle bu konuda temasları sürdürüyor. İçişleri Bakan Vekili Juliane Seifert geçtiğimiz hafta Faeser!le birlikte Ankara'da bu konuda görüşmeler yapmıştı. Faeser konuşmasında, Almanya'daki yaşamın gerçekliğine aşina olan ve Almanca konuşan imamların toplulukların da çıkarına olduğunu söyledi.

DİTİB'in işlevi de değişecek
DİTİB nedir?
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) , Almanya'da yaşayan Müslüman Türklerin dinî, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak, ibadethaneleri yönetmek üzere faaliyet gösteren ve Almanya'da resmî olarak "Türkisch-Islamische Union der Anstalt für Religion e. V." adıyla kayıtlı dernek statüsünde faaliyet gösteren bir kuruluş.
Almanya genelinde kendisine bağlı cami derneklerinin bu alandaki faaliyetlerini koordine etmek amacıyla 05.07.1984 tarihinde kuruldu. Merkezi Köln'de olan DİTİB, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Almanya şubesi olarak faaliyet gösteriyor.
DİTİB başkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin din ataşesi olarak da görev yapıyor ve Ankara'dan tayinle geliyor.
DİTİB bünyesinde görev yapan imam ve müezzinler, Ankara'dan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kendi kadrosu arasından seçiliyor; 5 yıllığına Almanya'da görev yapmak üzere tayin ediliyor ve maaşlarını Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alıyor.
1984'te 230 dernekle kurulmuş olan DİTİB halen 900'ün üzerinde cami derneğinin idari örgütlenmelerini düzenleyen bir çatı örgütü niteliğindedir.
Türkiye'de hükümetin doğrudan kontrolü altında bulunması nedeniyle tartışmalı bir konumdaki Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB), halen kimi personelini Eifel kentindeki "Islamkolleg Deutschland" adı altında kendi merkezinde eğitiyor. "Islamkolleg Deutschland", 2019 sonlarında Osnabrück kendinde pratik İslam ilahiyatı eğitimi veren bir tesis olması hdefiyle kurulmuştu. İçişleri Bakanlığı burtada da Almanca konuşan imamlar ve diğer din hizmeti personelinin DİTİB'den bağımsız olarak eğitilmesini istiyor
Merkel hükümetinin İçişleri Bakanı Horst Seehofer (CSU) yönetimi döneminde DIK esasen Almanya'daki imamların eğitimine odaklanmaya başlamıştı.
İslamofobi üzerine çalışma
Die Zeit'ın haberine göre, Faeser'in konuşmasının odağında Almanya'daki Müslüman düşmanlığına karşı mücadele de vardı. Federal Hükümet, İslamofobiden etkilenenlerin durumuna odaklanan geniş bir çalışma başlattı. İlk sonuçların önümüzdeki yaz açıklanması bekleniyor.
Konferans'ta konuşan Müslüman Koordinasyon Konseyi sözcüsü Eyüp Kalyon, şahsen başından Müslümanlara yönelik bir düşmanlık vakası geçmediğini söyledi. Ancak, DİTİB'de imamların eğitiminden sorumlu olan Kalyon, özellikle başörtüsü takan Müslüman kadınların sık sık "dışlanma deneyimleri" bildirdiklerini belirtti. ;
Münster'deki Westfälische-Wilhelms-Üniversitesi İslam İlahiyatı Merkezi müdürü Muhanad Hurşid de, cami derneklerinin hala köken ülkelere göre kurulup örgütlenmesini eleştirdi. "Bugüne kadar, Faslı bir imamın bir DİTİB camisinde vaaz verdiği veya Fas'tan gelenlerce kurulan bir camide Türk kökenli bir vaizin görev taptığı görülmemiştir" dedi. İmamlığın iş olarak da daha cazip hale gelmesi gerektiğini dile getirdi. İmamların ücretlerinin genellikle kötü, iş ilişkisinde bağımlılığın çok yüksek düzeyde olduğunu aktardı.
Almanya İslam Konferansı'na eleştiri
İslam Konferansı'nın 2006'da başlatılmasından bu yana, ülkedeki Müslümanların çıkarlarını kimin temsil etmesi gerektiği konusunda muhafazakar şemsiye örgütler, liberal cami toplulukları ve hatta laik Müslümanlar arasında sürekli bir tartışma var. İslami dernekler, DİK'in güvenlik konularına ve radikal İslamcılığa haddinden fazla odaklandığından yakınıyor.
Faeser, eleştirilere yanıt olarak, İslam Konferansı'nın bir güvenlik konferansı olmadığını söyledi. Bakan, Konferans katılımcılarına "Toplumumuzun size ve bağlılığınıza ihtiyacı var," dedi. "Toplumsal kutuplaşmanın arttığı bir dönemde bu çok daha büyük öneme sahip."