Haber- Okullarda "dini görevlendirmeye" tepki
4 Haziran 2023 tarihli haber: Okullarda “dini görevlendirmeye” tepki: Eğitimde eşitsizliği büyüten uygulamayla tek bir inanç destekleniyor - Evrensel
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İzmir İl Müftülüğü arasında "Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi" (ÇEDES) adıyla imzalanan protokol kapsamında okullardaki “manevi danışman” görevlendirilmelerine tepkiler sürüyor. Eğitim emekçileri, devletin inançlar karşısındaki mesafesinin kaldırıldığı, tek bir inancın desteklendiği bir uygulama olduğunu söyleyerek, var olan eğitim sistemindeki eşitsizliği büyüten bir proje olduğunu ifade etti. Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul ise projenin manevi danışmanlık eğitimin niteliğine katkı sağlamadığı gibi bunun demokratik, bilimsel, laik eğitim ilkelerine aykırı olduğunu vurguladı.
“Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES) kapsamında İzmir’de ilkokul, ortaokul ve liselerde olmak üzere 842 okulda “manevi danışman” adı altında imam hatip, vaiz gibi din görevlileri görevlendirildi. 1 din görevlisine 4-5 okul bağlanırken, eğitim emekçileri de bu uygulamaya tepki gösterdi.
Örneğin Buca Kaymakamlığı İlçe Eğitim Müdürlüğü’nden gönderilen yazıda, “Öğrencilerimizin millî, mânevî, ahlâkî, insânî, kültürel değerlerimizi benimseyen, koruyan, geliştiren ve kendi yaşantılarında inşa eden fertler olmalarına, çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış… akl-ı selim, kalb-i selim ve zevk-i selim sahibi, bedensel ve sosyal bakımdan dengeli bireyler olarak yetiştirilmesine katkı sağlamak amacıyla…” ifadeleriyle protokol imzalandığı duyuruldu.
"KİMİ MUHAFAZAKAR ÇEVRELER DE RAHATSIZ"
Uygulamayla ilgili konuşan bir eğitim emekçisi, mevcut eğitim sisteminde zaten öğrencilerin eşit olmayan koşullarda yetiştiğini belirterek, “Bu dönem milyonlarca gencin eğitim sürecinin dışına düştüğü bir süreç. Açık lise uygulamalarıyla, çıraklık eğitimi gibi birçok şeyle zaten eşitsiz bir eğitim sistemi yarattılar” dedi.
Proje henüz uygulanmaya başlamasa da kimi velilerle görüştüklerinde özellikle muhafazakar kesimlerde de tepkilerin olduğunu ifade eden eğitim emekçisi, "Velilerin, ‘Biz kendi dini inançlarımıza göre çocuklarımızı zaten yetiştiriyoruz. Yazın Kur'an kurslarıyla ya da sosyal ilişkilerimizle bunu sağlıyoruz. Ben çocuğumun bu kurumlarda daha çok fen bilimi, matematik, İngilizce gibi dersleri almasını istiyorum’ gibi bir tutumları var. Kimi kesimlerin bu yönde tepkisi var” diye belirtti.
"EĞİTİM EMEKÇİLERİ SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLMALI"
Bir proje olarak durduğu için nasıl ele alınacağının belirsiz olduğunu söyleyen bir başka eğitim emekçisi de "Örneğin deprem bölgesinde ‘deprem sonrası travmayla baş etme’ olarak yapıyorlar bunu. Ancak buradaki belirsiz, yapılan bir çalışma yok. Protokolü imzalandı ama nasıl olacağı biraz kulüpler üzerinden yürüyecek. Sosyal etkinliklerde kulüpler kurulabiliyor, ÇEDES’in çalışması da kulüpler üzerinden yürütülecek. Bu kulübün paydaşlarıyla yürütülecek” bilgisini verdi.
Eğitim emekçilerinin bu süreci yakından takip etmesi gerektiğini vurgulayan eğitim emekçisi, "Sene başı kurullarında kulüpler belirlenirken çocuğun ve eğitimin pedagojik yaklaşımdan uzak olan kulüpleri kurullardan geçirmeyebilirler ve kulüplerin çalışmasını da fiilen denetleyebilirler. Daha okullarda uygulama başlamadığı için veliler açısından nasıl yansıyacak oralara da bakılmalı” dedi.
Eğitim emekçisi son olarak şunları kaydetti; "Emekçilerin yoksullaşmasıyla birlikte hükümetin verebileceği en masrafsız şey din oldu, bunu da veriyor. Laik eğitime, devletin inançlar karşısındaki mesafesinin kaldırıldığı, tek bir inancın desteklendiği bir uygulama. Bu ayrıca velilerin, öğrencilerin birbiriyle etkileşiminde yeni sorunların önünü açacaktır. Çocukların ortak duygularla bir arada yaşama kültürünü tahrip eden bir şey.”
“MANEVİ DANIŞMANLIK EĞİTİMİN NİTELİĞİNE KATKI SAĞLAMAZ"
Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul ise, "Siyasal iktidar ÇEDES projesi ile çocuklar ve gençlerin eğitimini araçsallaştırarak İslam dinini siyasallaştırmaya ve ticarileştirmeye devam ediyor. Her proje ile halkın vergileri belli hedeflere yönlendiriliyor. Okullar iktidar bloğunun arka bahçesi haline getirildi. Bu proje eğitime hiçbir katkı sağlamaz. Birincisi öğretmen ihtiyacı en az 200 bindir. Nitelikli bir eğitim için öğretmen başına ve derslik başına öğrenci sayısını düşürmek gerekir. Manevi danışmanlık eğitimin niteliğine katkı sağlamaz” dedi.
"ÇEDES BİLİMSEL, LAİK VE DEMOKRATİK EĞİTİM İLKELERİNE AYKIRI"
Okullarda rehber öğretmene ihtiyaç olduğunu, halen psikolojik danışmanı olmayan okulların var olduğunu belirten Kurul, “Peki bu ihtiyaca karşın manevi danışmanlık ne yapacaktır? Ne yapacağınızı biliyoruz. Gençliğe hiçbir vaadi olmayan siyasal iktidar gençleri teslim almak, boyun eğdirmek, susturmak için bu tür projeleri dayatıyor. ÇEDES projesi kamusal, bilimsel, laik ve demokratik eğitim ilkelerine aykırıdır. Eğitimde müzik, resim, tiyatro, öykü, roman gibi sanat dallarını okullara dahil etmeliyiz” diye konuştu.