David Lepeska: Almanya’daki yaklaşık beş milyon Müslüman’ın yaklaşık üç milyonunu Türkler oluşturuyor ve bu topluluk, 2016'daki başarısız darbe girişiminden bu yana, AKP’nin milliyetçi İslamcı görüşlerine uymaları için Türkiye bağlantılı grupların artan baskısıyla karşı karşıya bulunuyorlar.

24 Ağustos 2020 tarihli yazı:
https://ahval.me/tr/almanya/almanyada-mit-icin-calisan-imamlar-ve-alti-binden-fazla-muhbir-var 

Almanya’daki yaklaşık beş milyon Müslüman’ın yaklaşık üç milyonunu Türkler oluşturuyor ve bu topluluk, 2016'daki başarısız darbe girişiminden bu yana, AKP’nin milliyetçi İslamcı görüşlerine uymaları için Türkiye bağlantılı grupların artan baskısıyla karşı karşıya bulunuyorlar.

Alman Sol Parti milletvekillerinden ve Almanya-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Sevim Dağdelen, "Türk hükümeti ve AKP'nin neo-Osmanlı dış politikası, Avrupa'daki Türk kökenli azınlıkları daha sıkı ir şekilde kendine bağlamaktır" diyor.

Ahval podcastte görüşlerini dile getiren Dağdelen aşırı milliyetçi Ülkücüler ve AKP’nın İslamcı selefi Milli Görüş üyelerinin büyük bir güç olduklarına işaret ediyor.

Geçen ay, ülkücülerle bağlantılı bir grubun solcu Kürtler ve Türklerin düzenlediği gösteriye saldırmasının ardından, Avusturya hükümeti ülkedeki siyasi İslamcı faaliyetleri incelemek için yeni bir birim kurdu. Deneyimli Türk gazeteci Pınar Tremblay bu hafta kaleme aldığı yazısında "Türkiye’nin İslamcıları Türkiye içinde ve dışında ülkücülere bağlı” diyor.

On yıl önce, Türk hükümeti dünyadaki Türk vatandaşları arasında işbirliğini teşvik etmek için Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) adlı birimi kurdu. 2018'de YTB başkanı Abdullah Eren, yurtdışındaki Türkleri, Türkiye'deki darbe girişiminden sorumlu tuttuğu din adamı Fethullah Gülen'in takipçilerine karşı küresel mücadelesinde Ankara'ya yardım etmeye çağırdı.

Aynı yıl Alman medyası, Türk istihbarat teşkilatı MİT’in, Almanya’da yaşayan herhangi bir Türk vatandaşının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan veya hükümetini eleştiren Almanya'daki herhangi birini, milliyetine bakılmaksızın ihbar edebilecekleri bir akıllı telefon uygulaması geliştirdiğini duyurdu. Almanya ocak ayında, Berlin, Köln ve Frankfurt'ta üç Türk okulu açmak için Ankara ile işbirliği yapmayı planladığını duyurdu.

Ancak Dağdelen, Almanya'nın en büyük Müslüman grubu olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ni (DİTİB) Türkiye’nin Almanya’daki ana kolu olarak görüyor. Büyük ölçüde Türk hükümeti tarafından yönetilen DİTİB, 900'den fazla camiyi denetliyor. DİTİB, 2017’de bazı imamlarının Ankara'ya bilgi aktarması nedeniyle özür diledi.

Geçtiğimiz Haziran ayında, Alman televizyon kanalı ZDF'deki bir belgeselde, Türk istihbaratının Gülen hareketi veya Kürt hareketi destekçilerini bulmak için nasıl giderek daha fazla DİTİB camilerine güvendiğini detaylı olarak aktardı. Belgesele göre, DİTİB imamlarına bunların nerede oldukları hakkında bilgi toplayarak Türk büyükelçiliği ve konsolosluklarına iletmeleri emredildi.

Dağdelen, “Bu durum Almanya'daki entegrasyon çabalarını zehirliyor. Almanya'da aktif olan ve Türkiye'nin gizli servisi için çalışan altı binden fazla ajan ve muhbir var" diyor.

Dağdelen hatırlıyordur. 2016 yılında Almanya'nın Ermeni soykırımına ilişkin bir kararına verdiği destekten dolayı başına yüz bin Euro ödül konmasının ardından Almanya'ya Erdoğan'ı yasaklama çağrısında bulunmuştu. O zamandan itibaren, defalarca tehditlere maruz kaldı, ofisinde saldırıya uğradı ve polis koruması altına alındı.

"Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından şahsen hedef alındım" diyen Dağdelen “Birini hedef almaya başlayınca, onun çok çılgın ve sizi tehdit eden binlerce ve on binlerce hayranı var. Bu yüzden birkaç kez saldırıya uğradım" şeklinde ifadeler kullanıyor.

Alman hükümeti, DİTİB’e verdiği federal fonları askıya aldı ve geçen yıl da yerel imam eğitim programı başlatarak, Türkiye'nin Müslüman toplulukları üzerindeki etkisini ortadan kaldırmaya veya önemli ölçüde azaltmaya çalıştı. Alman hükümeti 2018'de DİTİB'e yaptığı yardımı bir önceki yıl verdiği bir milyon 500 Euro’dan 297 bin Euro’ya düşürdü. Federal Anayasayı Koruma Dairesi de DİTİB’i dini değil, milliyetçi bir örgüt olarak sınıflandırdı.

Yine de Dağdelen, Berlin’in DİTİB’i Türk hükümetinden ayırma arayışını yanlış sürdürdüğünü düşünüyor çünkü imamlar hala Türkiye'de eğitim alıyor, maaşları Türk hükümeti tarafından ödeniyor ve DİTİB başkanı Almanya’da diplomatik statüye sahip.

“O Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyor, bir dinin temsilcisi değil” diyen Dağdelen Almanya Şansölyesi Angela Merkel hükümetinin DİTİB meselesini yanlış ele aldığını da belirterek şunları söylüyor: "Evet, onları Türkiye'den koparmaya zorlamalıyız" diyorlar. Bu, 'Türkiye'deki Alman büyükelçiliğinin Almanya ile olan bağlantısını kesmem gerekiyor' gibi bir şey. Bu çok saçma."

Müslüman Kardeşler üyelerinin DİTİB etkinliklerine katıldığı biliniyor, ancak bazı Alman eyaletleri hala DİTİB ile yakın çalışıyor.

Dağdelen, "DİTİB imamlarının Erdoğan'a muhbir olarak çalıştığı ortaya çıktıktan sonra bile, federal hükümet Türkiye'den yeni imamlar için yüzlerce çalışma vizesi çıkardı" diyor. Dağdelen, bunun temel nedeninin ticari bağların sürdürülmesi olduğunu, bu durumun Almanya'nın geçen yıl Türkiye'ye 345 milyon € değerinde silah ihraç etmesine yol açtığını sözlerine ekliyor.

Dağdelen, “DİTİB ile işbirliğini durdurmalıyız. Laik Müslümanları, demokratları, liberalleri güçlendirmeliyiz ama Erdoğan gibi Müslüman Kardeşlerin bu gerici birliklerini değil" diyor.

Alman hükümeti Türk okulları için fon sağlamayı durdurmak, İslamcı ve Türk milliyetçi grupları dizginlemek ve DİTİB ile işbirliğini sona erdirmek de dahil olmak üzere Türkiye'nin etkisini engellemek için harekete geçmedikçe, Dağdelen, Almanya'da Erdoğan’ı eleştirenlere yönelik tehdidin daha da artacağını düşünüyor.

Berlin'de yaşayan sürgündeki Türk gazeteci Can Dündar, geçtiğimiz Aralık ayında Washington Post için kaleme aldığı yazıda Türkiye'nin geçmişte yurtdışındaki muhaliflere, özellikle de 1980'lerde Kürtlere 2013'deki gibi nasıl saldırılar düzenlediğini detaylı olarak anlatıyor. Başarısız darbenin girişimin ardından 15 bin Türk vatandaşı Almanya'ya kaçtı ve Erdoğan, Almanya'nın binlerce teröristi ağırladığını söyledi ve ABD'nin İslam Devleti lideri Ebu Bekir el-Bağdadi'yi öldürme misyonuna duyduğu hayranlığı dile getirdi.

Erdoğan geçtiğimiz Ekim ayında "Bazı ülkeler, ulusal güvenliklerine tehdit olarak gördükleri teröristleri nerede olurlarsa olsunlar ortadan kaldırıyorlar. Bu, Türkiye'nin de aynı hakka sahip olduğunu kabul ettikleri anlamına geliyor" dedi.

Dündar, Türkiye'nin yurtdışındaki Türk muhaliflere suikast planladığını öne sürerek, hedefte ise Almanya'daki Gülenciler veya Kürt aktivistler olduğuna işaret etti.

2017’de Alman parlamentosunda YPG bayrağı açan Dağdelen, “Almanya'da yaşayan önde gelen muhalifler için pek çok gerçek tehdit ve tehlike olduğunu biliyoruz ... Zaten burada Almanya ve Avrupa Birliği'nde altyapıları var" diyor.