Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu gündemdeki önemli gelişmelerle ilgili bir gazeteye verdiği röportajda ilginç ifadeler kullandı. Türkiye'de belli oranda taassup olduğunu belirten Bardakoğlu, küçük bir uyarıda bulundu: "Diyanet görevini yapmazsa irtica işte o zaman başlar."
Sağlık-İş Başkanı Başoğlu, Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'nın da yer aldığı kurumlara, "irticayı" sordu. Sadece Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan "İrtica dinden uzaklaşmaktır" açıklaması yapıldı.
Ahmet Yükleyen ve Ahmet T. Kuru tarafından 2006 yılında TESEV için hazırlanan raporda Fransa, Almanya, Hollanda örnekleri üzerinden Avrupa’da İslam, Laiklik ve Demokrasi ilişkisi irdelenmiş.
Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu irtica tartışmalarında Diyanet'i hedef gösterenlere çattı: “Farkında olarak-olmayarak dinin çıkar ilişkileri için kullanılması zamanla dini tartışma alanına çekiyor ve dinin sağladığı ortak bağ zayıflıyor. İnsanî yanlışlarımızın İslam'a maledilmesini önlemeliyiz”
Ali Bardakoğlu, "Kadın hakları, İslam dünyasının yumuşak karnı. Kadını ikinci sınıf görme anlayışı geleneğimizde, kültürümüzde var. Namaz kılıp kılmama, başını örtüp örtmeme dindarlık derecesiyle alakalıdır" dedi.
Gazeteci Ruşen Çakır’ın TESEV için 2005 yılında hazırladığı raporda, rapora adını veren sorunun cevabı aranıyor.
Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, irticanın panzehirinin sağlıklı dini bilgi olduğunu belirterek, "Mücadeleyi biz yaparsak başarılı oluruz" dedi.
Ahmet Taşgetiren imzasıyla 9 Mayıs 2000’de yayınlanan yazıda, “Diyanet İşleri Başkanlığı'nca düzenlenen ve dört gün devam eden Uluslararası Avrupa Birliği Din Şûrası, 73 maddelik sonuç bildirisi ile Diyanet'in önüne dev gibi bir ‘yeniden yapılanma’ zarureti koyuyor” deniyor.
Ahmet Taşgetiren, 29 Şubat 2000 tarihli yazısında, “Diyanet, kendisini ne kadar sorumlu hisseder bilmem ama, Türkiye'de toplum-din ilişkisi veya ilişkisizliği Diyanet'in izleme-kapsama alanı içinde gibi görünmüyor” diyor.
Ahmet Taşgetiren, 27 Temmuz 2000 tarihli yazısında, “Makamının, tavrının, mesajlarının ve halkla ilişkilerinin önemine inananlar, medya ile ilişkileri sağlıklı kurmaya da itina ederler.
Ahmet Taşgetiren imzasıyla 2000’de yayınlanan yazıda, “Hizbullah olayından” sonra DİB’in “özel bir önem” kazandığı savunuluyor.
Cüneyt Ülsever imzalı 9 Mayıs 2000’de yayınlanan yazıda, Diyanet’in yeniden düzenleneceği 9 maddelik bir “laiklik modeli” önerisi yapılıyor.